DÜSTURUNDA DİLE GETİRİLEN ANLAM, AHLAKSAL MI, YOKSA HİÇ AKLIMIZA GELMEYEN ÜÇ TEMEL KONUDA TARİHSEL BİR UYARIM MI?
Veysel Dinler (İ.Ü.İletişim Fakültesi Yüksek Lisans Programı)
(13.09.2001)
Sevgili okuyucu, biz, tarihe bakarken günün olgularından yola çıkarak eskiye gitmeğe kalkışırsak pek de bir yol alamayacağımızı bilmek durumundayız. Toplumsal değer yargıları kimbilir kaç yüz yılda değişir, bir araştırı konusudur. Değişir değişir de, bu değişim ve dönüşümün hangi toplumsal olgularla başlayıp sürdüğünü iyi anlamak gerekir. Değişim kaçınılmaz, bilgenin dediği gibi “değişmeyen ya delidir ya ölüdür.”
Bugünkü yabancılaşmış kent kültürümüzden, tarihsel bağlamda görece daha az değişikliğe uğramış olabileceğini savlayabileceğimiz köy kültürümüze bakacak olursak, en hızlı değişimden en yavaş değişime doğru bir yol alış karşımıza çıkar. Sözgelimi, İstanbul’da 5.kattaki evine çelik kapı taktıran kişiyi sarmalayan dünya ile Karadeniz bölgemizde yer alan ve kilitli hiçbir kapısı bulunmadığı söylenen köyde yaşayan kişiyi sarmalayan dünya sanırız ki birbirine göre başkalaşmış dünyalardır. Kapı kilidi bulunmayan ev, bizleri daha eski bir tarihe yaklaştırmakta biraz daha gerçekçedir.