Alevilik ve Bektaşilik Araştırmaları Sitesi

  • Full Screen
  • Wide Screen
  • Narrow Screen
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size

Haberler

MEHMET ALİ BİRAND’IN KALEMİNDEN ALEVİLER

Yazdır PDF

Temmuz 2006 tarihli “Öğretseler Alevi olurdum” başlıklı yazısında rahmetli Mehmet Ali Birand, Hürriyet Gazetesinde bir yazı yayınlamıştı. Bir Sünni yurttaşımız tarafından oldukça cesur ve hakkaniyet duygusuyla yazılmış bu yazıyı, Alevi-Bektaşi toplumunun inanç haklarını görmezden gelen vicdan yoksunları için vermek istiyoruz.

Biz birileri gibi herkesi aynı mezhepten yapmak istemiyoruz. Diyanet’i mezhep temelli yürütmek, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde Sünniliği dayatmak, Bu dünya her ırktan, her renkten, her inançtan her mezhepten insanlarla daha güzel değil mi?

Biz Sünni kardeşlerimizin Alevi olmalarını değil ama Alevilerin inançlarına saygı göstermelerini istiyoruz.

Bütün insanları farklılıklarıyla seviyoruz, sayıyoruz ve insanlığın ancak bu şekilde mutlu bir birliktelik kurabileceğine inanıyoruz.

Bakın ne diyor, 2013 yılı Ocak ayında aramızdan ayrılan Mehmet Ali Birand:

Öğretseler Alevi olurdum

Sünni’lerin önemli bölümü Aleviler’i küçümser. Aleviliği bir oyun gibi görürler. Devlet ve toplum katmanındaki egemenliklerini kaybetmemek için, öğretilmesini de istemezler. Bu çarpıklık artık düzeltilmelidir.

 Eskiden o kadar farkında değildim. Aradan yıllar geçtikçe, Sünniler’in Aleviler’e karşı nasıl bir susturma ve ezdirme politikası güttüklerini daha iyi görmeye başladım.

 Sünniler’e göre Alevilik, bir nevi oyundur. Müslümanlıkla pek de ilgisi olmayan uçuk bir oluşumdur. Ünlü “mum söndürürler ” lafını da Sünniler çıkartmışlardır.

 Aleviler çok haklı.

 Devlet, Sünniler’in elinde. Durum böyle olunca da, Alevilik geri plana itiliyor. Öğrenilmemesi için elden gelen yapılıyor.

 Ben kendimden örnek vereyim.

 Okulda bana Aleviliğin ne olduğu anlatılmış olsaydı, büyük olasılıkla Aleviliği seçerdim. Onların dünya görüşünü, dine yaklaşımlarını, felsefelerini kendime daha yakın görüyorum.

 Sünniler devletçidir. Otoriteye boyun eğerler, haklarını pek aramazlar. Mutaassıptırlar. Aleviler ise, dünyanın ve yaşamın tadını çıkarırlar. Liberal bakışlı insanlardır. Haklarını aramayı bilirler. Aşırı tutucu değillerdir.

 İşte bundan dolayı, Alevilerin “zorunlu din dersine ” karşı çıkmalarını, çok haklı bir istek olarak görüyorum. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Aleviler’i Müslümanlık dışı görüyormuş gibi bir tutum ve söylevin içine girmesini de açıkça ayıplıyorum.

 

Yazı bu linkten alıntı yapılmıştır: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/4717902.asp (Çevrimiçi 08.09.2014)

Alevi toplumu kendisini İslam'ın içinde görmektedir

Yazdır PDF

Moderatörlüğünü Sevilay Yükselir'in yaptığı %100 Siyaset programının bu akşamki konukları Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Üzüm, Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Yaman ve TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Rıza Yıldırım'dı.

İşte İslam'da Alevilik konusunun tartışıldığı programdan öne çıkan açıklamalar...

'Alevi toplumu kendisini İslam'ın içinde görmektedir'

Devamını oku...

2013 DÜNYASINDA “YAVUZ” MU “YUNUS” MU!

Yazdır PDF

1500’lü yılların acımasız siyasi ilişkileri çerçevesinde, dinin nasıl kullanıldığını Yavuz da dahil Osmanlı padişahlarının, -halife olan olmayan- hiç birinin Ehl-i Sünnet’e göre İslam’ın beş şartından biri olan “Hacca gitmek” şartını yerine getirmediklerini tarihten biliyoruz. Bizim anlı şanlı ilahiyatçılar ve tarihçiler söz buraya gelince, kılıktan kılığa, renkten renge girip neden hacca gidilmediğine bahaneler bulmak için kıvranır dururlar. Kardeşlerini, babalarını, vezirleri acımasızca öldürüyorlar, haremin hali ortada, ama nedeni şudur, diye boşuna çabalarlar! İslam doğruluğu emretmiyor mu? Bu nasıl dürüstlük, güzel ahlak! Bu nasıl din anlayışı, demek ki din bunlar için bir elbiseden, biçimden ibaret araçtır.

Emevi Kralı zalim Muaviye de Sıffin Savaşı’nda yenileceğini anlayınca nasıl Kur’an-ı Kerim’in sayfalarını mızraklara saplamamış mıydı? Neymiş Kur’an hakem olsunmuş? Bir insan hangi dinden, mezhepten, meşrepten, ırktan olursa olsun, yalancılığı, tarafgirliği normal bir şey gibi görüyor ve dününü, bugününü ve yarınını bunun üzerine bina ediyorsa vay o insanın haline! Vay bu insanların oluşturduğu topluluğun haline!

Bugün hala bu ülkede Yavuz’un Osmanlı’nın sonunu hazırlayan mezhepçi yönetim anlayışını görmek yerine, “keşke Yavuz Anadolu’da Kızılbaşların kökünü kazısaydı” diye TV ekranlarında konuşan insanlıktan ve bilimden nasipsiz zevat arzı endam edebilmektedir. Ben burada bu tarihçi bozuntularının isimlerini dahi vermek istemiyorum. Bu zavallılara sadece şunu soruyorum:

Devamını oku...

Cemevindeki cenaze törenine devlet katılmadı

Yazdır PDF

20120811 cemevi cenaze namazi
Foça’daki saldırıda şehit olan Özkan Ateşli’nin cenazesi helallik alınması için Esenyurt’taki baba ocağına getirildi.

Evin önünde şehit er Ateşli için dua okundu ve helallik alındı. Helalliğin ardından şehit erin cenazesi askeri araçla evin önünden alındı. Bu sırada şehit erin ağabeyi Aşkın Ateşli cenaze aracının önünde kardeşi Özkan Ateşli’nin fotoğrafını taşıdı.

CEMEVİ’NDEKİ TÖRENE RESMİ PROTOKOL KATILMADI!

İzmir’in Foça ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında düzenlenen saldırıda şehit olan Er Özkan Ateşli’nin cenazesi, helallik için Esenyurt’taki evine getiririldi.

Cenaze daha sonra alınarak Haramidere’de bulunan Cemevine götürüldü. Şehit er için burada da dua okunup cenaze namazı kılındı. Ardından şehit  erin cenazesi Ataköy 5. Kısım Camii’ne götürüldü.

EŞİNDEN YÜREK BURKAN SESLENİŞ

2 çocuk babası şehit Ateşli’nin cenazesi evinin önüne getirildiği sırada eşi Dilara Ateşli fenalık geçirdi. Şehit Ateşli’nin anne ve babası ise, uzun süre oğullarının tabutuna dokundu. Baba Hamdi Ateşli ile anne Şerife Ateşli oğullarının tabutunun önündeki fotoğrafa bakarak ağladı.

Şehit erin eşi Dilara Ateşli eşinin tabutuna son kez dokundu. Bu sırada gözyaşlarına boğulan Dilara Ateşli, eşine ‘Özkan’ diye seslendi. Şehit erin teyzesi Sevim Ateşli ise daha fazla dayanamayarak baygınlık geçirdi. Ateşli’ye olay yerindeki ambulansta müdahale edildi.

11 ağusytos 2012


Kaynak: Alevi Haber Ajansı

Diyanete neşter şart

Yazdır PDF

Alevi katılımcılardan Doç. Dr. Ali Yaman, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yeni anayasada mutlaka neşter vurulması gereken bir kurum olduğunu söyledi

12.03.2012 BELMA AKÇURA

20120312 milliyet “Yeni Anayasa’nın Çerçevesi” başlığıyla toplanan 26. Abant Platformu’nun üçüncü gün toplantısında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konumu tartışılırken Diyanet işlerinin yapısı ve işleyişine yönelik sert değerlendirmeler yapıldı. Bolu Abant Palas Oteli’nde devam eden “İnanç Özgürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din Dersleri” konulu oturumu Prof. Dr. Mete Tunçay yönetti.
İSAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, konuşmasında Din derslerinin, laiklik ve din-vicdan özgürlüğüne aykırı din derslerini tamamen ortadan kaldırılması, yerine bu derslerin nesnel, objektif olmasının sağlanması gerektiğini belirtti. Aydın misyonerlik konusuna da değinerek insanların dini tanımayarak dinsiz yapıldığını belirtmesi ve bölgenin yapısına göre bu eğitimlerin verilebileceğini söyleyince Alevi katılımcılar tarafından eleştirildi.

Devamını oku http://gundem.milliyet.com.tr/diyanete-nester-sart/gundem/gundemdetay/12.03.2012/1514081/default.htm

MADIMAK KATLİAMININ 14'ÜNCÜ YILINDA DA MÜZE SÖZÜ TUTULMADI

Yazdır PDF

Yüzleşmedikçe yanar SİVAS!

2 Temmuz 1993'te 37 kişinin yakılarak öldürüldüğü yer olan Sivas'taki Madımak Oteli'nin müze yapılacağı söylenmişti. Geçen sürede müze yerine, otelin altında kebapçı açıldı



"İnsanların yandığı yerde et lokantası mı olur?" Almanya'dan, Avusturalya'dan, Fransa'dan, Türkiye'nin çeşitli illerinden Sivas Katliamı'nın yıldönümü için gelenlerin toplandığı cemevinde ismini de görüntüsünü de vermek istemeyen öfkeli adamlar bunu soruyor:
"Çocuklarımızın öldüğü yerde... Hem de kebapçı! Olabilir mi? Dünyanın nereresinde olabilir?"
Çoğu çok genç 37 kişinin yakılarak ve dumandan boğularak katledildiği Sivas'taki Madımak Oteli'nin yanındaki kebapçı yeni değil. Yeni olan öfkenin büyüklüğü...
Partilerin seçim kampanyası minibüslerinin şarkılı türkülü dolaştığı Sivas sokakları, hükümetin, siyasilerin verdiği müze sözünün üzerinden, o sözü eze eze geçiyor bugün. Tam 14 yıldır olduğu gibi, aynı müze beklentisini çiğneye çiğneye geçiyorlar.

Devamını oku...

Sayfa 1 / 2

  • «
  •  Başlangıç 
  •  Önceki 
  •  1 
  •  2 
  •  Sonraki 
  •  Son 
  • »
You are here: Gazetelerden