Alevilik ve Bektaşilik Araştırmaları Sitesi

  • Full Screen
  • Wide Screen
  • Narrow Screen
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size

Araştırmalar Türkçe

Makalelerde yer alan görüşler yazarlarına aittir. Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Sitesini bağlamaz.

Tahtacılarda Semahlar

Yazdır PDF

aaa_semah1.gif

Rıza Yetişen
12.07.2001

-Bu bölüm Rıza Yetişen’in İzmir, Narlıdere’de 1986 yılında yayınladığı Tahtacı Aşiretleri (Adet, Gelenek ve Görenekleri), adlı kitaptan alıntı yapılmıştır. Sayın Yetişen’in bu çalışması Tahtacılarla ilgili en önemli çalışmalardandır.- (s. 126-128.) Bu yazıda Yetişen, Semah için "Samah" deyimini kullanmıştır. Bunu vurgulamak istedik. Editörler

Alevi Türklerin biricik oyunları samahlardır. Dini törenlerde cemlerde ve Demler’de çoğunlukla bu oyun oynanır. Yerel oyunlar da oynanırsa da dini toplantılara samahtan başkası giremez.

Samahlar, kadın erkek ve daima çift kişiler oynar. Tercüman töreninde samah, yalnız kadınlar tarafından oynanır ve iki kişi oynar, başka törenlerde daima kadın erkek karşılıklı oynarlar.

Dört çeşit samah vardır:

  1. İki kişi ve yalnız kadınların tercümanda oynadıkları samahlar.
  2. İki kişi, kadın erkek tarafından oynanır.
  3. Dört kişi, iki kadın iki erkek tarafından oynanan samah (buna turnalar semahı denir).
  4. Çok kişi (40 kişiye kadar) tarafından oynanır. Buna Kırklar samahı adı verilir. Son iki samah türü eğlence toplantılarında bir değişiklik olsun diye oynanır; herkes bu oyunu beceremez, bu yüzden hemen hemen kayıp olmuş gibidir.
Devamını oku...

Hubyar Ocağı Ve Hubyar Sultan Dede

Yazdır PDF

aaa_hubyar_dede.gifAli Kenanoğlu

Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

(05.07.2001)

Hubyar Ocağı adını Kurucusu olan, Hubyar Sultan Dede’den almıştır. Hubyar Sultan’ın 16,yy da yaşadığı ve Celali isyanları dönemlerinde bugün türbesinin de bulunduğu Tokat-Almus-Hubyar köyüne geldiği bilinmektedir.

Hubyar Ocağı 1500 lü yıllarda kurulmasına karşılık oldukça kalabalık bir kitleye sahiptir. Bu Ocağın kuruluşu ve geçirdiği evreler ile ilgili evrak ve dökümanlar tarafımdan toplanmakta ve derlenmektedir. Bunların sonuçlanmasıyla birlikte bu belgeler bilim çevrelerinin incelemesine sunulacaktır.

Yörede anlatılan rivayetlerde ise, Hubyar Sultan’ın Horasan pirlerinden olduğu ve Hacı Bektaş Veli ile Anadolu’ya geldiği, ilk önce Antalya civarlarında konakladığı daha sonra ise Tokat Erkilet köyüne yerleştiği yönündedir.

Hubyar Dedelerinin diğer bir anlatımı ise Hubyar Sultan’ ın Hoca Ahmet Yesevi olduğu yönündedir. Tabi buradaki anlatım gerçeği yansıtmasa ise de bu söylemin Hubyarlılar tarafından Hubyar Sultan ile Hoca Ahmet Yesevi arasında bir bağın kurulması gerçeğidir.

Celali isyanlarını bastırmak için yapılan katliamlar ve bu katliamlardan kaçan Kızılbaş Alevilerin Anadolu da bulunan yüksek dağların eteklerine sığındıkları herkesin malumudur. İşte Hubyar da bu dönemde yani Celali isyanları sonrasında Tokat - Sivas yöresinin en yüksek dağı olan Tekeli dağı eteklerine Ailesiyle beraber çıkmış ve orada yaşayarak orada hakka yürümüştür.

Devamını oku...

Yeni Dönemde Aleviler Ne Yapmalı?

Yazdır PDF

İsmail Onarlı

(30.06.2001)

Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

hbv_avlu.gif (51452 bytes)1917 Ekim Devrimi ve Sovyetlerin kuruluşu; ülkemizin “Ulusal Kurtuluş Savaşı vererek Cumhuriyeti kurması”na dolaylı da olsa yardımcı olmuştur. Yine, Sovyetlerin kendini feshetmesi ülkemizin yeniden aydınlanmasını sağlayarak; “Faşist ve Şeriatçı bir mihvere oturmuş sistem”in yıkılışını hazırlamıştır. 1991’den 28 Şubat’ta kadar; Devlet yapısına yön verenler “kontrollü” bir biçimde yeniden yapılanmayı hazırlamışlardır. 28 Şubat’ta ise kesin şeklini vererek “Post-Modern Darbe” ile neşter vurmuşlardır. Bugün ülkemizdeki sancılar; sosyo-ekonomik ve siyasal-kültürel yapılanmanın yeni doğuşlarını işaretleridir. Avrupa Birliği (AB) süreci ile başlayan bu yeni dönemde Alevilerin yeri ve rolü ne olmalıdır ? Bu yazımızda Alevi sorunsalını irdelemeye çalışacağız.

FAZİLET PARTİSİ’NİN KAPATILMASI BİR DÖNEMİN SONU YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGIÇI SAYILMALIDIR...

Ben, aydınlanma çağının öncülerinden VOLTAİRE (1694-1778) gibi düşünüyorum. Cepheden karşı olduğum bir fikrin yaşaması ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmaması için mücadele veririm. Çünkü demokrasilerde çifte standart olmaz. Solcuların ve Alevilerin FP gibi partilerin kapatılmalarından bir beklentileri olmadıkları gibi toplumun yanılsaması ile de zararları vardır. Bir çok insanı öldürme zanlısı olmalarına rağmen; l980 öncesi “MHP ve Ülkü Ocakları”nın kapatılması için başlatılan kampanyaya; sırf fikir özgürlüğü açısından karşı çıkmıştım. Bu örgütleri kapatmak yerine; içinde yuvalanmış canilerin cezalandırılması gerektiğini savunmuştum. O gün yargılansalardı, Devlet içinde ki uzantıları da ortaya çıkacaktı.

Devamını oku...

YÜZYILLARIN İÇİNDEN ALEVİLERİN CEM İBADETİ (1): DÜNDEN BUGÜNE TEMEL BİLGİLER

Yazdır PDF

aaa_semah_kiz1.gif
Ali Yaman*

(21.06.2001)

Bugün artık Alevilikle ilgili her konuda olduğu gibi Aleviliğin temel ibadeti olan Cemlerin ve her türlü ayrıntısının da bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve değerlendirilmesi zorunludur. Bunun için de araştırmaların bireysel çalışmalar şeklinde sürmesinden çok daha fazla şekilde kurumsal veya ekip olarak acilen Anadolu’nun değişik yörelerinde Aleviler arasında yapılacak alan çalışmalara ve veri toplama işine gereksinim vardır.

Sözlü gelenek yoğun ve canlı olarak hala kitlelerin zihinlerinde yaşamaktadır ancak zaman içerisinde yazılı hale gelemeyen bu bilgiler adeta bir erozyonla karşı karşıyadır. Biz bu konulardaki erozyona karşı ne yapabiliriz diye yaklaşık 6 yıldır sürekli bu konularda veri toplama ve biriktirmekle meşgul oluyoruz. Bunların değerlendirilmesi işine de açıkçası daha az zaman ayırıyoruz. Çünkü geleneksel Aleviliğe ilişkin bilgi alabileceğimiz yaşlı kuşak insanları her geçen gün yitirmekteyiz. Topladığımız verileri değerlendirmekten çok, toplama işine verdiğimiz öncelik de bu yaşlı kuşağa bir an önce ulaşma hassasiyetimizden kaynaklanmaktadır.

Bu amaçla Alevi Ocakları ve işleyişine yönelik verileri zaman zaman yayınlayarak bunların tartışılması ve bu şekilde yeni veriler elde edilmesini de sağlamayı amaçlıyorum. Bu amaçla mesela Alevi Ocaklarına ilişkin bir listeyi hem “Kızıldeli”, hem “Yol”, dergisinde yayınlatmıştım. Bu Ocak listesinde yer alan adlar şu anda 209’a ulaşmış bulunmaktadır. Yinelemeler ve isim benzerliklerine de müdahele etmeksizin, Ocak merkezleri, dedelerinin bulundukları yerler ve taliplerinin bulundukları yerler saptandığı zaman bu Ocak adları çok daha net bir liste halini alacaktır. Dedeler ve taliplerle görüşmelerde bu yöndeki verilerde kaydedilmekte ve tasnif edilmektedir. Geçtiğimiz ay Çepnilerin Ocaklarına ilişkin Balıkesir’in köylerinde ve orta ve doğu Anadolu’daki ocaklara ilişkin de göçederek Bursa’da yerleşmiş bulunanlar arasında bilgi toplamak için bir alan çalışması yapılmış. Mayıs ayında da aynı şekilde iki haftalık bir çalışma Tokat’ın köylerinde gerçekleştirilecektir.

Devamını oku...

Günümüzde Alevilik Konferansı'nın Ardından

Yazdır PDF

aaa_garip_dede.gif
27 Mayıs 2001 günü İstanbul Küçükçekmece’de bulunan Garip Dede Cem Kültür Merkezi’nde yoğun bir programı olan, bir günlük konferans gerçekleştirildi. Bu seçkin toplantının özelliği içerdiği zenginlikten kaynaklanmaktaydı. Bu zengin içeriği ana hatlarıyla 4 oturum, bir resim sergisi, 2 bölümlük belgesel gösterimi, deyişler, internet sitesi açılışı ve gençlerin gerçekleştirdiği yazarlık sunuşları olarak özetleyebiliriz. Bu konferansın geniş kapsamlı analizi koordinatörleri tarafından Kızıldeli Dergisi’nin gelecek sayısında yeralmakla birlikte burada kısa bir değerlendirme yapılacaktır. Konferansa milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, yerli ve yabancı araştırmacılar ve konuklar büyük ilgi gösterdiler.

Konferans saat 10.00’da Garip Dede Derneği başkanı Kadir Karakurt’un hoşgeldiniz konuşması ile başladı. Daha sonra konferansın açılış konuşmasını yapmak üzere Prof. Dr. İlhan Başgöz kürsüye davet edildi. Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi olan ve Türkiye’de ve dünyada halkbilimi alanında çok saygın bir yeri bulunan Prof. Başgöz, açılış konuşmasında dinleyicilerin çok ilgisini çeken Hacı Bektaş-ı Veli törenleri için Hacıbektaş ilçesine giden insanların ulu Hünkâra hitaben yazdıkları notların analizini yaptılar. Daha sonra “İnanç Siyaset İlişkisi Bağlamında Alevilik” konulu 1. Oturuma geçildi ve oturumu Prof. Dr. Niyazi Karasar yönetti. İlk olarak aynı zamanda Sivas Milletvekili ve psikiyatrist olan Prof. Dr. Cengiz Güleç “İnanç, Siyaset, İdeoloji Bağlamında Alevilik Sorunu” adlı bildirisini sundu. Sayın Güleç ideoloji ve siyaset bağlamında Aleviliğin farklı cephelerden analizini yaptı. Ardından sözü Kızıldeli Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Abidin Özgünay aldı. Sayın Özgünay’ın “Alevilik ve Tasavvufî-Felsefi Açılımları” adlı bildirisi büyük ilgiyle dinlendi. Sayın Özgünay’ın sağlık sorunları olmasına karşın bu konferansa özveriyle katkı sunması her türlü övgünün üzerindedir. Bu oturumun bir diğer konuşmacısı olan Reha Çamuroğlu ise babasının ani rahatsızlığı nedeniyle konferansa katılamadı. Bildirilere olan ilgi o kadar yoğundu ki tartışma bölümüne geçilerek yazılı olarak iletilen sorular cevaplandığında normal süre oldukça aşılmış durumdaydı. Ayrıca konferansa katılan katılımcılara bu güzel günün anısına plaketleri konferans boyunca çeşitli aralıklarla sunuldu.

Devamını oku...

Sayfa 20 / 21

You are here: Anasayfa