Alevilik ve Bektaşilik Araştırmaları Sitesi

  • Full Screen
  • Wide Screen
  • Narrow Screen
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size

Araştırmalar Türkçe

Makalelerde yer alan görüşler yazarlarına aittir. Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Sitesini bağlamaz.

Alevi Nettaşlar : İnternet’te Folklor ve Antropoloji’nin Sınırlarını Zorlamak

Yazdır PDF

aaa_bilgisa.gif
Aykan Erdemir

Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

Joyce L. Ogburn, Current Anthropology dergisinde yayınlanan “Antropoloji ve İnternet Üzerine” adlı makalesinde şu tespitte bulunuyor: “İnternet bir gerçeklik olarak olduğu kadar, bir konu olarak da mesleki yaşamlarımızı ele geçirmiştir” (1997: 286).*

Bu gelişme modernleşme sürecine paralel olarak, akademik sınırlarını sürekli sorgulayıp, yeniden tanımlamak zorunda kalan folklor ve antropoloji gibi bilim dalları için üzerinde düşünülmesi gereken yeni soruları da beraberinde getiriyor. Pertev Naili Boratav, Halk Edebiyatı Dersleri adlı eserinde, folklor biliminin araştırma sahasının tarih boyunca kimi akademik geleneklerde genişlerken, kimilerinde de daraldığını belirtmiştir (2000: 22-27). İnternet gibi yeni bir olgunun belirmesi de folklor ve antropoloji bilimlerinin araştırma sahalarının yeniden belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu yazı böyle bir sorgulama sürecini başlatmak için çeşitli kuramsal ve yöntembilimsel soruları, etnografik alan çalışmam sırasında karşılaştığım bazı örnekler eşliğinde sunmayı amaçlamaktadır.

İnternet’in göz ardı edilemeyen bir gerçeklik olarak gündeme gelmesi, folklor ve antropolojiyi iki seçenekle karşı karşıya bırakmaktadır. İnternet ya akademik sınırların dışına atılacak, ya da bu bilimler tarafından araştırma alanı içine alınacaktır. Bu sorundan kurtulmanın belki de en kolay yolu, İnternet’i hızla folklor ve antropoloji bilimlerinin dışına atmak olabilir. Folklorun geleneğin bilimi olduğunu iddia eden araştırmacıların, İnternet gibi çağcıl bir olguyu -özellikle de Türkiye gibi gelenekler açısından “Birinci” Dünya Ülkeleri’nden aslî farklılıkları olduğuna inanılan bir coğrafyada- araştırma sahası sınırları dışına taşıması hiç de zor değildir. Pek çokları için de, hızla yokolmakta olan “kalıntıları” [Boratav’ın deyimiyle “survivance”ları, yani “eski müesseselerin bakiyeleri”ni (2000: 22)] çalışmak, ve bu yolla “kurtarmak (salvage)” seçeneği varken, İnternet gibi konularla zaman kaybetmek bağışlanamaz bir ihmaldir. Bu arada akademisyenlerin İnternet’e kayıtsız kalmasına yol açan çok sayıda yapısal engel olduğu gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Antropolog Brian Schwimmer Amerika’nın akademik koşullarında karşılaşılan ve Türkiye koşullarına kısmen benzediğini düşündüğüm engelleri şu şekilde özetlemektedir:

Devamını oku...

ERZİNCAN VE TOKAT’TA GEZİ NOTLARIM (2): ÇELEBİLERE BAĞLI OCAKLARDAN ERASLAN OCAĞI

Yazdır PDF

(04.01.2002)

Bir önceki makalemde araştırma gezilerimin Erzincan bölümüne değinmiştim. Şimdi ise Tokat bölümündeki notlarımdan Eraslan Ocağı’na ait olanları sizlere sunacağım. Ancak önce Tokat gezimin anahatlarını vermek istiyorum:

21-28 Ağustos 2001 tarihleri arasında Tokat’ta araştırmalar: Tokat, Turhal merkezde Hubyar Ocağı’ndan Eraslan Doğanay Dede’yi ziyaret ve görüşme, Tokat, Turhal Ulutepe Köyü’nde Hüseyin Baba Türbesini ziyaret, Hubyar Ocağı’ndan İbrahim Günay ile görüşme, Tokat, Turhal Ulutepe Köyü’nde Anşabacılı talibi Haydar Aydın ile görüşme, Hubyar talibi Tokat Şenköy (Zazara) Köyü’ne geliş ve Taliplerle sohbet ederek o gece orada konuk olmamız, Tokat, Almus İlçesi, Görümlü (Varzıl) köyünü ziyaret Kul Himmet’in türbesini yaptıran Çöreğibüyük köyünden Kul Himmet dedesoylu Zekine Hanım ile görüşme, Tokat, Almus İlçesi, Görümlü köyünden Kul Himmet Ocağından Salih Şahin ile görüşme, Tokat, Almus İlçesi, Görümlü köyünden Kul Himmet Ocağından Aşık Mustafa Şahin ve İssot Dede olarak bilinen Rıza Şahin Dedeler ile görüşme, Tokat, Almus İlçesi, Görümlü köyü aşıklarından Aşık Kasım ile kısa görüşme, Tokat, Almus İlçesi, Hubyar köyü’nde Tekkenin şeyhi Mustafa Temel ile görüşme, Tokat, Almus İlçesi, Hubyar köyü’nde Hubyar Ocağı Dedelerinden Bektaş Ali Temel ile görüşme onun evinde konuk olduk ve akşam kapsamlı bir sohbet edildi, Tokat, Almus İlçesi, Hubyar köyü’nde Hubyar Ocağı Dedelerinden Ahmet Coşkun ile kısa görüşme, Tokat, Almus ilçesi Cehet Kasabası girişinde bulunan Erzurum Evliya, Derviş Ali ve Derviş Veli’nin türbeleri ve Cemevini ziyaret, Tokat, Almus ilçesi Cehet Kasabası’nda Eraslan Ocağı dedelerinden Bektaş Aslan’ı ziyaret ve görüşme, Tokat, Almus ilçesi Cehet Kasabası’nda Eraslan Ocağı dedelerinden Haydar Aslan ve Muharrem Aslan ile görüşme, Tokat, Erbaa ilçesi Keçeci Köyü’nde Keçeci Baba Dergahını ziyaret, Tokat, Erbaa ilçesi Keçeci Köyü’nde Keçeci soyundan ve aynı zamanda eski Turhal Belediye Başkanı Muhsin Pehlivan ile görüşme, Tokat Artova Bayırlı köyünden taliplerle görüşme.

Devamını oku...

ALEVİLİK VE GÜNCEL SORUNLARI -CEMEVLERİ ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER-

Yazdır PDF

(04.01.2002)

Değerli dostlar sadece Alevilik değil ülkemiz de bir geçiş aşamasından geçiyor. Bu geçiş aşamasının sancılarını Türkiye’de bulunanlar olduğu kadar yurtdışında bulunan herkes de doğal olarak yaşıyorlar. Tabi her topluluğun kendi yapısından kaynaklanan özel sorunları da oluyor. Ben bu makalemde Alevilerin içinde yaşadıkları ortamda sahip oldukları özel sorunların özellikle Cemevlerini ilgilendiren bölümleri üzerinde bazı genel düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Alevi topluluklar, yüzyıllardır siyasal ve sosyo-ekonomik nedenlerle kapalı bir cemaat yaşamı sürdüler, inançları nedeniyle çeşitli iftiralara maruz bırakıldılar, merkezi iktidar ile ilişkileri sınırlı düzeyde kaldı. (1) Bu şekilde hem maddi hem manevi anlamda iktidarın sağladığı hizmetler ve olanaklardan mahrum kaldılar. İnançları ve gelenekleri zaten bu mahrumiyeti zorunlu kılıyordu. Ancak bu mahrumiyet de onların hem ekonomik hem siyasal kayıplarını beraberinde getiriyordu. Anadolu’da önemli bir nüfus oranına sahip olmalarına karşın karar alıcı mekanizmalarda yer alamadılar. Bu marjinalite yüzyıllar boyunca sürdü ve kendilerine şüphe ile bakan ve rafızi (sapkın) olarak görenlerce idare edildiler. Alevilerin bugün de yaşadıkları sorunun en önemli kaynaklarından biri bence kırsallık olgusunun yüzyıllara yayılan ağırlığıdır. Kırsallık çemberinin kırılarak Alevilerin kentlerde veya karar alıcı mekanizmalarda varolmalarının tarihi oldukça yenidir. İşte bu yeni durumdan dolayı çeşitli konular sık sık gündeme gelmekte, daha önce konuşulması olanaksız bir çok tabu televizyonlarda, radyolarda, yazılı basında ve halk arasında tartışılabilmektedir.

Devamını oku...

ERZİNCAN VE TOKAT’TA ARAŞTIRMA NOTLARIM (1): ALİ KEMALİ’DEN BUGÜNE DEĞİŞEN ERZİNCAN

Yazdır PDF

Dr. Ali Yaman
(15.12.2001)

Değerli dostlar ne zamandır 2001 yılı yaz alan araştırmalarımı sizlerle paylaşmak istiyordum. Bu ve sonraki sayıda yayınlanacak makalelerim bu konu üzerinde yoğunlaşacaktır. Bu makalelerde önce Erzincan ve sonra da Tokat’taki gezilerimde değerlendirebildiğim veriler üzerinde duracağım.(1) Ancak daha önce bilimsel araştırma ve önemi üzerine bazı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bilimsel Araştırma’nın Önemi

İçinde bulunduğumuz dönemde bilgi ve teknolojinin iki temel ve birbiri ile içiçe geçmiş sihirli sözcükler olduğu düşünülebilir. Bu sihirli sözcüklerin etkili olabilmesi de iletişim kanallarını devreye sokulmasıyla olanaklı olmaktadır. O halde çağımızın önemli en önemli silahı olan bilgi, yine en gelişmiş teknolojilere ulaşmanın da temel anahtarıdır. Bilgi sadece teknolojik alanda kullanılmıyor tabi ki. İnsanoğlu, kendi geçmişini ve bugününü anlamak ve yarına ilişkin projeksiyonlarda bulunabilmek için de bilgi arayışını sürdürüyor.

Bu arayış oldukça maliyetli bir iştir ve öyle olmayı da sürdürecektir. Örneğin tarih alanında yapılacak araştırmaları düşünelim. Burada öncelikle araştırmacı gereksinimi sorununun çözülmesi gerekmektedir. Bir bilim insanının yetişmesi hem zaman hem de maddi açıdan oldukça maliyetli bir süreçtir. Bu sorunun çözümlenmemesi de yetmemekte bu bilim insanının çalışmasına elverişli bir ortamın sağlanması gerekmektedir. Araştırmacıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli maddi kaynağın ona sunulabilmesi, yine teknolojik açıdan gerekli bilgisayar vb. araçların sağlanması ve en önemlisi çalışma alanında yeterli kütüphane ortamının sağlanması gerekmektedir. Burada birkaç cümleyle özetlenen bu gereksinimler zaman ve maddi anlamda ulusların, kurumların veya kişilerin özverilerde bulunmasına neden olmaktadır. Gelişmiş ülkeler bilimsel araştırmalara gerekli kaynağı ayırmaktadırlar. Bırakın kendi ülkelerindeki bilimsel faaliyetleri, kendi ülkeleri dışında da bilimsel faaliyetlerde bulunmakta ve bu faaliyetler için finansal destek sağlamaktadırlar.

Devamını oku...

TUNCELİ'DE ALEVİLİK ÜZERİNE SOSYOLOJİK BİR DENEME

Yazdır PDF

tunceli analari

Sezai Öztürk

(11.12.2001)

Not: Sezai Öztürk'ün 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde  hazırladığı Tunceli'de Alevilik Üzerine Sosyolojik Bir Deneme adlı lisans tezinden aynen yalnız belli bölümleri alıntı yapılmıştır. Şu anda hayatta olmadığını öğrendiğimiz Sezai Öztürk'ü bu çalışmasından dolayı da şükranla anıyoruz. Yandaki resim ise 1999 yılında editorümüz A. Yaman tarafından Ağuiçen Ocağı'nın merkezi olan Tunceli, Hozat'a bağlı  Karabakır (Bargini) Köyü'nde çekilmiştir. Editörler

Aleviliğin en önemli kurumları denilebilirki Mürşitlik, Pirlik, Rehberlik kurumlarıdır. Alevilik eğer bugüne dek bütünüyle esprisini ve canlılığını koruyarak gelmişse, bu, , Pirlerin, Mürşitlerin ve Rehberlerin gölgesinde olanaklı olmuştur. Çünkü aleviliğin hem eylemsel ve hemde kuramsal yanını ancak bunlar bilirler. Bunlar müritleri(talipleri) arasında gezgincilik yaparak aleviliğin yöntem ve yordamını halka inerek ona mal etmişlerdir…Tunceli’de belirgin olarak üç önemli sınıf vardır:

Devamını oku...

Sayfa 16 / 21

You are here: Anasayfa